21 Mart 2008

Çikolata Kaplı Fıstıklı Lokum Kardeşliği

Bu öğlen Kadıköy’ün insanın gözünü doyuran balıkçılar çarşısından yukarı çıktım, en uçta gönül doyuran kitapçısında lezzetli bir mola verdim ve bir alt sokaktan geri döndüm. Böyle bir kardeşliğin olduğunu almayı düşündüğüm kitaplarla birlikte masalarından birine konuşlandığım kahve dünyasında öğrendim.

Efendim, bu kardeşliğin üyeleri birbirini hemen tanır. Oradaki kardeşim, kahve dünyası üniforması içinde olduğu için giyimine dair ayırt edici bir tanımlamada bulunamıyorum. Orta boylu, esmerce normal bir delikanlı görünümündeydi ancak ilk kez görmesine rağmen beni hemen tanıdı. İçeceğimin yanında her zamanki bitter çikolatadan kaşık yerine çikolata kaplı fıstıklı lokum istememden… Beklediğim gibi bir değil iki tane muhteşem lokmanın geldiğini görünce sevincime dair bir cümle ağzımdan kaçırdım: heyy, hem de iki tane! Sanırım bunu duyunca emin oldu…

Böylece birini hemen, birini de en son yiyebilecektim. Bir hayat için küçük olabilir ancak bir öğle tatili için büyük bir sevinç! Ben hesabı istemeden bir peçetenin üzerinde iki tanesini daha ve hesapla birlikte bir paket de tek fincanlık fındıklı kahveyi ‘müessesenin ikramı’ olarak sundu. Öğle tatilim bitmeden seçtiğim kitapları alıp işyerine yollanacağım için kardeşime ‘öğleden sonra kahveyi içerken kardeşliğimizin hikayesini yazıyor olacağım’ diyemeden kalktım. O anlamıştır…

Hiç yorum yok: