20 Temmuz 2008

Ekmek Elden...

Gözüm bizim banka takılıyor. Tam şu anda bir bayan oturuyor, kolunun altındaki hasır çantasında kafası görünen, ancak çıkarıp banka koyana kadar canlı bir köpek olduğunu algılayamadığım köpeğine elinden su içiriyor! Köpek orta boy bir çantaya sığacak boyda, kahverengi, kulakları sallanan cinsten. Tüyler belli ki kuafor tarafından tıraş edilmiş. Tepesinde bir tutamı yularının renginde -koyu pembe- bir saç lastiğiyle tutturulmuş.

Ben böylesi gerçeküstü bir sahne daha görmedim! Kadın köpeğini çantada taşıyor. Ayakları kirlenmesin diye mi? Yorulmasın diye mi? Mataradan avucuna su doküp köpeğine lık lık lık içirttiğini gördüm ya, kadın hem patileri kirlenmesin hem de yorulmasın diye kendim taşıyorum dese şaşırmam. Köpek susuzluğunu giderince aynı matarayı ağzına dikerek kendi susuzluğunu dindiriyor.

Sonra bir sigara yaktı. Sigara bitince çantadan naylon torba içinde bir sandviç çıkardı. Köpek ona da meyledince ilk lokma yine kokoş köpeğe gidiyor. Köpek sanırım kendisini insan sanıyor. Kadınla birlikte sandviç yiyip uslu uslu bankta oturuyor, gelen geçene bakıyor. Ayıp olur diye it diyemeyeceğim, hatta hayvan demeye bile dilim varmıyor. Yaşam formuna bak diyorum! Ekmek elden, su da elden!!!

10 Temmuz 2008

Derki sayı 28

Şube işlerine daldığımdan derkinin sayılarını takip etmeyi atlamışım, ne ayıp! sayı 27 çıkmış, tükenmiş, sayı 28 bile çıkmış blogistanımıza haber olarak düşmemiş! Geçenler geçmiş olsun deyip son sayıdaki yazının bağlantısını vermekten başka çare yok. Bir önceki yazı aşağıda, hologram yaptığımı anlattığım burada. Daha ne olsun?!