14 Mart 2008

Beş

Bir delikanlımız var içme suyumuzu getiren… Bekleyen müşterinin sıfır olduğu nadide sabahlardan birinde –bugün- sabahın tadını çıkaran diğerlerinin müziğini duymamaya çalışırken motosikletini kapının önüne park ettiğini görüyorum. Damacanaları devirmeden indirmeye gayret ediyor. Selesinin arkasına üç dolu damacanayı enine koymuş, iki yerinden lastikli iple sabitlemiş. İki tane de ayaklarını koyması gereken yere… Gayreti epey zaman alıyor, bu sırada motorunun eskilikten artık boyasının kalktığı yerlerine, tam burnunda solmuş bir fiyonklu miyonklu nazar boncuğu çıkartmasına dikkat edebileceğim denli uzun. Damacanaları sağ salim motorun yanına koyuyor, sonra da ikişer ikişer kapının içine, hepsini kapının içine taşıyınca bir parti de –yine ikişer ikişer- mutfağa. Mutfağa taşımadan önce hızlı bir hareketle kaskını çıkarıp gençlerin taktığı cinsten siperliği uzunca ve kıvrık bir kasket geçiriyor başına. En son bana uğradığında kaç tane diye soruyorum. Artık öğrendim, emekli olamayacak genç, öğrenci olamayacak kadar kavruk bu delikanlı suyumuz bittikçe bize su getiriyor ve suları taşıdıktan sonra sessizce içeri girip gayet mesafeli bir noktada ellerini önünde birleştirip gözlerini dikip efendi efendi bekliyor. Ben de kaç damacana getirdiğini sorup bir yaprak küp kâğıda şu kadar damacana su alınmıştır diye yazıp tarih atıp kaşe basıp bir de imza çakıp çocuğa veriyorum. Kulağından çıkardığı kulaklıkları iki omzundan sallanıyor ve onlardan ta benim kulağıma bir sezen şarkısı geliyor. 5 derken sesi neredeyse müzikten daha az çıkıyor. Kâğıdını veriyorum içimden de şaşırıyorum. 4 saydım hâlbuki. Bir dolu damacana ayak kısmında duruyor hala. Pencereden gidişini izliyorum. Doluları taşırken boşları da çıkarmış, 5 boş damacanayı aynı şekilde sabitlemeye gayret ediyor. İçleri boş fakat hacimli olduğu için indirirken olduğu kadar da bu sefer uğraşıyor. En son yerine kuruluyor, motoru çalıştırıyor. Kasketini çıkarıp kaskını takarken başı öne eğildiğinde tepesinde neredeyse hiç saç kalmadığını gördüğümde anlıyorum içeride kasketini takarkenki çevikliğini…

O gittikten sonra mutfağa gidiyorum ve kaç damacana getirdi diye soruyorum. 5 dolu damacanayı Cemileyle birlikte sayıyoruz. Eğer önceden bir dolu yoksa gerçekten 5!

Hiç yorum yok: