14 Eylül 2006

Zaman Enerjisi

Son okuduklarım kısmında yerini almadan ayrıntılı bir yazı yazmama eğilimindeydim. Ancak dün okuduğum cümleyi buraya da yazmadan edemeyeceğim. Beynimde bir ampulün çaktığı an oldu.

Efendim, kitabımızın uzun adı, Dinlerde, Bilimde ve Metafizikte Zaman Enerjisi. Murry Hope’un yazdığı, Mehmet İsmail’in çevirdiği, Ruh ve Madde Yayınları’nın bastığı kitabı son partide sipariş etmiş, tatilde okumak üzere yanıma almış ancak Politika adlı o son derece gereksiz kitaba, hafif bir tatil kitabı olduğunu düşünerek öncelik tanıyıp sonra da aylaklığa teslim olup konsantrasyon gerektiren herhangi bir işe girişememe halinden ötürü başlamakla birlikte ciddiyetle düşmemiştim. Ne büyük hata!


Şimdi kitabı tekrar karıştırıyorum, bölümlerden bahsedeyim diye, ucundan köşesinden tutulur tarafı olmadığını görüyorum:
Zaman Nedir?
Zaman ve Evren
Paralel Evrenler mi?
Zaman Eğimleri, Düğümleri, Kaymaları ve Kapsülleri diye uzayıp gidiyor. Sanırım kitabı okumaya hemen bölüm birden başladım. İşyerinde enselenmeden ve lafı fazla uzatmadan hemen bendeki ampülün yandığı yere geliyorum.

Zamanın Psikolojisi/ Telepati bölümünde düşüncelerin ‘şeyler’ olduğunu, bazılarının belirsiz bazılarının da belirli olduğu zamanlar olduğundan bahsediyor. Medyum ya da telepat diyebileceğimiz insanların ise bunları okuyabildiğini ekleyip o meşum soruyu soruyor. Bir medyumun sizde okuduğu düşüncelerin ne kadarı öylesine seyreden hayallerdir, ne kadarı gerçekleşecek şeylerin şimdide belirgin özellik gösteren tohumlarıdır? Cevabı sayfa 192’deki orijinal haliyle aktarıyorum: Basit bir dille bunun anlamı, herşeyin zihnin içinde olduğudur ve bazılarımız, diğerlerinden daha güçlü bir zihne sahiptirler!

Şimdiye kadar zihnimi anlamak üzerine çalışmıştım, ekranda bunları yazarken dejavu yaşadığım bu an, aynı zamanda, artık zihnimi geliştirmek üzerinde çalışmam gerektiğini idrak ettiğim an oldu. Hayırlı uğurlu olsun!

Ha, bütün bunların hologram yapmayla ne ilgisi var diye soracak olanlara cevabım hazır: Madem zihnimiz güçlenince hayatımız kolaylaşacak –ben öyle algılıyorum ve amaçlıyorum- demek ki hologram yapışımız da kolaylaşacak. İşte bu nedenle yan sütundaki son son sonlara bir ek yaptım. Öğrendiğim herşeyin toplamı olarak diyebilirim ki, dileğim Allah’tan ve istemeyi de bilmek gerek.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Nasıl gelişecek ki bu zihin?Hem sonra bu zihin nedir? Dur bakayım TDK ya...Diyor ki;Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü.Bellek.
Hımm işin zor vallahi:)
İnsanın duygularını,şartlanmalarını,değer yargılarını bir yana koysak geride ne kalır?
Kolay gelsin...

Kareli

Pınar Y. dedi ki...

zihnimiz zaten gelişkin aslında. asıl iş onu işimize yarayacak şekilde kullanmak sanırım. zihni güçlendirmekten ben bunu anlıyorum. bunun için de ilk olarak, kulağa komik geliyor ancak, düşünmeyi öğrenmek, bir amaca yönelik destekleyici düşünme istikrarını göstermek ve bunu sabote eden, bununla çelişen ya da işe yaramayan düşünceleri (parazitleri) durdurabilmek.

bunu fizyolojik olarak kolaylaştıran beslenmeye vs dayalı çeşitli şeyler öneriyorlar. bana göre hepsinin özeti: sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

zihin, hologram bir tarafa da, kareli blog bir kayboluyor bir dönüyor. ne iştir anlamadım gitti... uğradığınız için teşekkür ediyorum ve karelideki yazılarınızın devamını diliyorum.