12 Haziran 2006

İlk Gerçek Deneme

Deney #1
Ekipman: Litiholo Hologram Seti ve Lazer İşaretleyici
Pozlama: 5 ve 8 dakika
Sonuç: Söylemesem daha iyi 

Bu denemeyi cumartesi gece yarısından sonra bloglamaya başlamış olmanın verdiği heyecanla yaptım. Saat sanırım iki olmuştu, günün yorgunluğuyla bastıran uyku neredeyse bilim aşkımı yenmek üzereydi. Fakat serde inatçılık var, neredeyse başarısız olacağını adım gibi bilerek kolları sıvamama engel olmadı.

Önce aldığım lazer işaretleyiciyi pozlamaya hazır hale getirmem gerekiyordu. İçindeki düzeneği dışarı çıkarmanın bir yolunu bulamadım ve kendi pilleriyle çalıştırmaya karar verdim. Lazerin pile değil de sabit güç kaynağına bağlanması gerekliliği okuduğum bir kaynakta pillerin kullanıldıkça gücünü yitirdiği, güç kaynağının ise son ana kadar sabit miktarda güç sağladığı ile açıklanıyordu. Fakat ince uzun ve yekpare metal silindirin derinliklerindeki diyot beni pile mahkûm etti. İlk kez kullanılıyor diyerek göz ardı ettim ve başka bir handikabı fark ettim: aç-kapa düğmesi yok, bir düğmeye basılı tuttuğun sürece lazer yanıyor. Bu aşamada ilk başta lazer diyotu bozan klips girdi devreye ve onun sayesinde lazeri yakan düğmeyi basılı tutabildim.

Sırada ışın ayırıcının hizasında uygun yükseklik ve açı ile sabitleme işi vardı. Kendi kutularını üst üste koyup kalem şeklindeki yanar durumdaki lazeri üstüne koyduğumda yükseklik kısmı halloldu, açıyı da ayarlayıp şeffaf bantla hem altındaki kutuya hem de masaya yapıştırınca ortaya olabilecek en iptidai düzenek çıktı. Bakalım bu çaba meyvelerini hologram şeklinde verecek mi yoksa tamamen beyhude mi olacak diye merak ederek devam ettim.

İlk pozlama klasik bir keşif kazasıydı ve bir plakamın kullanılmaz hale gelmesine neden oldu. Şöyle ki, daha önce bu aşamaya gelmediğimden holografik plakaların olduğu kutuyu açmamıştım ve neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Kutuyu açtım, bir plakayı çıkardım, aynen fotoğraf kâğıtları gibi beyaz görünüyordu, yerine yerleştirdim. Saate baktım, lazeri engelleyen siyah kartonu kaldırdım ve nefesimi tutmuş bir şekilde 5 dakika bekledim. Tekrar siyah kartonu lazerin önüne yerleştirdim, plakanın önündeki objeyi kaldırdım, kartonu kaldırdım ve iki dakika da hologramın belirmesini bekleyerek plakayı pozladım. Hologram falan belirmedi. Ben de kitapçıkta dediği gibi ışığı açtım ve plakayı kendi kendini geliştirmesi için lambaya doğru tuttum. Ve gördüğüm beyazlığın filmin kaplaması değil, ışığa karşı koruması için –sanırım yani- üzerine konmuş aynı boyutta bir karton olduğunu gördüm. Yani ben 7 dakika boyunca aslında plakayı falan pozlamamıştım ve bunu plaka elimde ışığın altında fark ediyordum, fotoğrafçı deyimiyle film yandıktan sonra!

Olur böyle şeyler dedim ve azimliyim ya, devam ettim. Aynı işlemleri bu sefer kartonunu çıkararak tekrarladım. Sonuç yine başarısız. Tamam dedim, daha uzun süre pozlamalıyım demek ki. Süreyi 8 dakikaya çıkarayım, yüzde 60 artış. Sonuç yine başarısız!

İlerleyen saat, hesapta kısa gibi görünen dakikaların sessiz, hareketsiz bir şekilde geçirdiğinde ne kadar uzun olduğunu fark etmek deneyi bu noktada bitirmeme neden oldu. Nasıl hologram yapıldığını henüz bulamadıysam bile nasıl yapılmadığına dair bir örneğim daha oldu, fena mı?

Şimdi, bu deney neden başarısız oldu?
1- Titreşimi engelleyememiş olabilirim.
2- Plakayı ters koymuş olabilirim.
3- Lazerin önündeki lens engel olmuş olabilir.
4- Lazeri pille çalıştırmak güç kaybına neden olmuş olabilir.
5- Yeterince pozlamamış olabilirim.
6- Bu nedenlerin birden fazlası aynı anda gerçekleşmiş olabilir.

Göz ardı ettiğim diğer verilerle birleşince adına deney dediğim şeyin bilimsel anlamda deneyle zerre kadar ilgisi olmadığı anlaşılıyor. Bu işe başlarken çalışacağı garantili bir düzeneği tercih etmemin nedeni de buydu, en azından kontrol grubunun sağlam olması. Diyotu bozmasaydım öyle de olacaktı. Yoksa elini attığı her hobiye ustaların bile sahip olmadığı kalitede alet edevatı alarak başlayan türden bir insan değilim. (yoksa öyle miyim?) Hani seramiğe başlar, fırın dahil alır, kayağa başlar, kiralamaz kayak takımı alır, skuba desen aynı… Ve hep de alengirli şeyler gerekir, bir defter bir de kurşun kalemim olsun, iki dize yazayım demek hobiden sayılmaz.

Hiç yorum yok: