24 Haziran 2008

Yavru

Çocuk yardımları yattı. Bir geliri olmaksızın çocuk sahibi olan aileler hesaplarına yatan 20 liralık 40 liralık yardımlarını tahsil etmek için geliyorlar. İstisnasız çocuklarını da getiriyorlar. Şubenin önündeki banklar sıralarını bekleyen başka müşterilerle dolu olduğu için tek basamaklık kaldırıma tünemiş bir ailenin en gencine takılıyor gözüm; ilk adımlarını atmakta olan zeytin gözlü saçları bukle bukle olmuş esmer bir bebek. Dünyaya acemi olduğu attığı adımdan belli; adımlar hep anneye yönelik, sevinç sınırsız. Anne, 8 yaşlarındaki en büyük oğluyla oturuyor. Çok ilgili görünmese de kendi başına ayakta durabildiğini anladıktan sonra iki adım atıp yarı düşerek de olsa kucağına ulaştıkça bebeğini göğsüne gömerek kucaklıyor, yanaklarından öpüp seviyor. 5 yaşlarında ortanca oğlu küçüğün bu neşesine ortak olmak için o adım atıp anneye ulaştıkça kardeşini kucaklayıp iki adım öteye taşıyor, kollarını açıp kardeşinin bu sefer de kendisine doğru yürümesini bekliyor. Minik adımlarının kucaklamayla ödüllendirilmesine nasıl seviniyor yavru. Kendisini her seferinde bıkmadan üç adım öteye taşıyan ağabeyi kadar kavrulmamış. Üzerindeki tulumu kirli ancak ayaklarına tam olan sandaletleri var. Kollarını ona açan abisi vaaar, onu dikkatle izleyen büyük abisi vaaar, kendisini öpen kucaklayan annesi vaaar. Yokluk nedir bilmiyor. Henüz.

Hiç yorum yok: