19 Ekim 2006

Film Ekimi Devam…

Salı günü, alttaki mesajı yazarken elimde dün akşam için iki filme biletim ve aklımda ardından hemen bu filmler hakkında bir mesaj daha yazmak vardı. Bunu engelleyen bir şey yok tabii ki ancak iki günde benim için o kadar büyük bir değişiklik oldu ki film ekiminin birbirinden güzel filmleri yanında sönük kaldı.

Ne olduğunu burada anlatmalı mı? Bilmem… Belki birkaç ipucu verebilirim. Bu değişikliği büyük olarak nitelendirme nedenim pratik yaşamımda bir sürü değişiklik yaratıyor olması diyebilirim. Onun dışında son iki yıl içinde olabilecekken belirgin bir talebim hatta haberim bile olmadan bir günde gerçekleştiğini söyleyebilirim. Başka başka? Benim için iyi, ilerlediğim anlamına gelen bir şey olduğunu da eklersem sanırım tahmine yer bırakmayacak şekilde açıklamış olurum.

Bendeki etkisi ise, düşününce sadece iki günden bahsettiğimiz halde bana iki aylık deneyimmiş gibi gelmesi. Hazır olduğunda değişim bir anda olur deyişini daha önce duymuştum. Teoride inanırdım da. Ancak pratikte de gerçekten öyle olduğunu görmek bugüne kısmetmiş…



Neyse, fonda Leonard Cohen amca güzel güzel söylerken şarkılarını, hayatı hakkında yapılmış güzel bir belgesel olan filminden bahsetmezsem olmaz. Açıkçası filmi izleyene kadar Leonard amca hakkında sesini ve şarkılarını beğenmekten öte bir fikrim yoktu. Şairliği, şarkı sözü yazarlığı bir yana bir Budist keşiş olduğunu film sayesinde öğrendim. Sizler benim gibi müzik cahili olmayıp bunları zaten biliyor olabilirsiniz ancak bu Coheni kendi sözlerinden dinlemek ve şarkılarının muhtemelen birbirinden iyi sanatçılar tarafından –ben aralarında sadece Nick Cave’i biliyordum, cehaletimiz sadece Coheni kapsamıyor yani- yapılan yorumlarını dinlemek için bile gidilesi bir film. Bir albümünün punkçular tarafından beğenilmesini başarısızlık olarak nitelendirdiği üstelik akımın adını da bir süre hatırlayamadığı kısımda gerçekten keşiş olduğuna ikna oldum ben.


I’m your man ile başlayıp aynı şarkıyla biten filmden sonra Kim Ki-duk amcanın dialoglarıyla bizi koparttığı ‘Zaman’ vardı sırada. Kim Ki-duk amca Güney Korenin ünü parlayan bir yönetmeni. Bir an ünü parlayan diyorsun, say bakalım filmlerini dedim ve aklıma sanırım bu hafta cnbc-e de de yayımlanan Boş Ev’den başkası gelmedi. Hemen Imdb den baktım, zaten diğer filmlerini bilemezmişim. Sanırım bana göre ünlü olması sadece güney Koreli olup da isminin kolay okunup akılda çok yer kaplamayacak kadar kısa olmasından kaynaklanıyor. Öyle ya da böyle yine buradaki yazılara rağmen gittiğim filmde beklediğimin aksine çok eğlendim. İlişkiler konusunda öyle dialoglar geçiyor ki tıkabasa dolu olan salonun tamamından sitcomlarda efekt olarak kullanılan kahkahalar aynı anda yükseliyordu. Üstelik bir iki yerde değil, filmin neredeyse tamamında! Muhtemelen vizyona girecek olan filme ilişkilerin dünyanın her yerinde kaotik olabileceğine dair matrak bir film izlemek isteyenler gönül rahatlığıyla gidebilir derim.

Şimdilik bu kadar… Hologram forumundaki gelişmelerle pek yakında burada olacağım…

Hiç yorum yok: