08 Nisan 2008

Efsane

Çocuk yardımları ödenmeye başladı. Haberini alan aileler biz daha öğle tatilindeyken gelmişler. Kartlarını ya da kredilerini almaya gelen öğrencilerle birlikte karma bir kalabalık oluşturuyorlar. Şubenin önündeki iki bank da karaborsaya düşmüş. Görüntüleriyle kalabalıktan sıyrılan iki hanım kızımızdan biri ancak tüneyecek yer bulmuş, diğeri onun yanında ayakta dikiliyor. Banklarda takılanların tamamı sıralarının gelmesini bekleyenler. Kadınlar çocuklarını da getirmişler. Tek değişiklik havanın güzelliğini fırsat bilip yürüyebilen bütün çocukları sırtlarına bağlamak yerine serbest bırakmışlar. Bir tek en fazla altı aylık olan kız bebek annenin kucağında. Anne klasik formatta, başına rengini açtığı saçları görünecek, kestiği kahkülleri dökülecek şekilde bir yemeniyi bağlamış ensesinden, yemeninin kenarları pullu. Üzerinde pembe bir hırka, ayak bileklerine inen büzgülü etek, kalın çorap ve terlik var. Dahasını merak etmiyorduk ama kendisi burnunu silmek için eteğinin en ucunu kaldırdığı için mecburen gördük, eteğin altında da iri desenli bir şalvar varmış. Kucağında taşıdığı bebeğini sevdiği belli oluyor, onunla bebek gibi oynuyor hatta. Anne olma bilincinin neresinde anne oldu acaba? Kızını da kendisi gibi süslemiş, oyaları gözüne inen rengarenk bir yemeniyi de kucağında dimdik duran bebeğinin başına bağlamış.

Kalabalıkta asıl dikkati bir an bile hareketsiz kalmayan 2-3 yaşlarındaki velet. Kendisinden 3-4 yaş büyük biri kız biri erkek iki çocukla birlikte bir adımlık basamakta türlü oyunlar yapıyor ve benim dikkatimi çektiği gibi iki öğrenci genç kızın da dikkatini çekiyor. Kızlar son moda giyimlerine dikkat ettikleri kadar dikkat etmiyorlar etraflarında olan bitene. Çocuğun annesinin hemen yanlarındaki bankta oturanlardan biri olduğundan habersiz yaşının tüm sevimliliğini taşıyan bebeği önce uzaktan seviyorlar. Banktaki uzun siyah saçlarını iki omzundan sarkıtmış, yeşil geniş yakalı bluzundan bir omzu görünüyor ve parmağıyla çocuğa gel gel yapıyor. Çocuk ilgi göstermekle birlikte kızın yanına gitmiyor. Ayaktaki kızın da kahküllü uzun saçlarını iki omzunda, sokak gölge olmasına rağmen yüzünün yarısını kaplayan güneş gözlüklerini çıkarmamış, üzerinde kısa kollu bir tişört, dar bir kot ve dizlerine varan topuklu çizmeleri ve tabii ki kendisinin bile sığacağı büyüklükte bir çanta taşıyor. İncecik silueti ve natürel görüntüsüyle benim diyeni bile imrendirecek güzellikte. O yanına gelmeyen çocuğun yanına gidiyor, diz çöküp onunla aynı boya geliyor ve çocuğun yanaklarını sıkıştırıyor, belki biraz haşince ancak çocuk gülümseyerek kendisini seven bu abladan ve ilgiden memnun, o da gülüyor.

Bu anı yazayım diye daha dikkatli bakıyorum, kaçırdığım bir şey yok, bir tek kotunu belindeki kemerin üzerinde büyük harflerle legend yazdığını en son fark ediyorum. Belki the legend yazıyordur ancak beli o kadar ince ki arkadan bakınca sadece o kadarı görünüyor.

Hiç yorum yok: