15 Ocak 2009

Derki Sayı 30: Kırıklar Üzerine

"Sakın ola düşüp de bir yerini kırma Pınar!" Geçirdiği trafik kazasında biryerini kıran arkadaşimı nasıl olduğunu ögrenmek için aradığımda ilk cümlesi bu oldu. Sanırım kemik kırıkları kalp kırıklarından daha çok can acıtıyor diye düşündüm ilk ve neden böyle düşündüğüme şaşirdım.

Daha bir önceki gün başka bir arkadaşim arkadaşlıklarının ölene kadar sürdüğünü ifade etmek için katolik sözcüğünü kullandığında ilk merak ettiğim, arkadaşi kalbini kırsa da arkadaşlıklarının ölene kadar sürüp sürmediği oldu. Arkadaşlık söz konusu olduğunda kendiminkilerin kalbimin kırılana kadar olduğunu farkettiğimde yine şaşirdım.

Kalp aslında bir kas demeti ve gerçek anlamda kırılması söz konusu değil. Ancak biz kalbimizden gelen şeyler karşilığını bulmadığında, yanlış anlaşildığında, kötüye kullanıldığında ya da sadece kullanıldığında kalbin kırıldığını söylüyoruz. Kemik kırığını yaşamadım hiç, ancak kalp kırıklığını yaşadığım için kendimce tedavi yöntemlerim var. Bu konunun internet deryasındaki yerini merak edip kalp kırık tedavi sözcüklerini içeren bir arama yaptığımda karşima çok ilginç bir yazı çikti.

Kemik kırıkları ile kalp kırıklarını karşilaştırmalı düşünen ilk kişi ben değilmişim. Bir ortopedi merkezi ile bir psikiyatri merkezi eş zamanlı olarak, yarısı ortopedi yarısı psikiatri hastası olan toplam 804 hasta üzerinde, kemik ve kalp kırıklarında iyileşme süreleri, tedavi maliyetleri ve tedavi başarı oranları gibi birçok konuyu araştırdıkları bir çalisma yapmışlar. Detaylarını burada http://www.maksimum.com/saglik/haber/187/172398.php okuyabileceğiniz yazının en çok sonuçları ilgimi çekti:

İlk olarak 402 ortopedi hastasının 399'u iyileşmiş. Kalan üç kişiden biri kaybedilirken ikisinin tedavisi sürüyormuş. Buradan kırılan kemiğin çok büyük olasılıkla iyileşeceği sonucunu çikarabiliriz sanırım. Psikiyatri hastalarında ise 402 hastanın 278'i iyileşerek tedavilerini tamamlamış. Hastalardan biri intihar nedeniyle kaybedilirken 112 hastada orta, 90 hastada kötü sonuç alınmış ve 90 kişinin tedavisi sonlandırılamamış. Yani kalp kırığı söz konusu olduğunda kemik kırığı gibi net konuşamıyoruz, ya iyileşirsiniz ya da iyileşmezsiniz...

Dikkatimi çeken diğer sonuç hastaların anket sorularına verdiği cevaplar oldu. Ortopedi hastalarının %94'ü bu halde de mutlu olduğunu işaretlemiş, psikiatri grubunun ise sadece % 2si mutlu olduğunu ifade etmiş. Yani kemik kırığı çok acı verici olsa da mutluluğu azaltmıyor.

Anketteki en ilginç soru bence hastalara hangi tür kırığı tercih ettikleri sorusu. Bu soruya ortopedi hastalarının %78 gibi yüksek bir bölümü kalp kırığını, psikiatri hastalarının % 64'ü de kemik kırıığını tercih edeceği şeklinde cevaplamış. Bu cevaplardan, araştırmaya katılan ortopedi hastalarının % 28'inin yaşadığı kemik kırığından daha çok can yakan bir kalp kırığı yaşamış olabileceğini anlıyorum. Psikiatri hastalarının % 64'ünün kalbimin kırılmasındansa kemiğimin kırılmasını tercih ederim demiş olması bu değerlendirmeyi bir ölçüde doğruluyor. Kalbinin kırılmasını tercih eden ve öyle olan % 36'lık bölüm için ise ne düşüneceğimi bilmiyorum. Aklımdan daha önceki soruda bu şekilde mutlu olduğunu ifade eden % 2lik grubun bu grubun içinde yer aldığına dair ironik bir düşünce geçiyor.

Bana sorsalar ne kemiğimin ne de kalbimin kırılmasını isterim. Ancak hayat anket sorularına verdiğimiz cevaplara göre akmıyor yazık ki. Yine de yapılan bu araştırmadan ve anket sonuçlarından yararlanabiliriz. Kırıkların en büyük nedeninin ortopedi hastalarında dikkatsizlik, psikiyatri hastalarında da hayal kırıklığı olarak belirlendiğini hatırlayıp benim gibi ne kalbini ne kemiğini kırmak istemeyenler olarak her konuda daha dikkatli olabiliriz.

Kemikteki kırıklar mı, kalpteki kırıklar mı daha geç iyileşiyor?

Orthopedia Özel Dal Merkezi ile Değişim Psikiatri Merkezi'nin eş zamanlı seçilmiş 804 hasta üzerinde yapmış olduğu çalismada, kalp kırıkları ve kemik kırıkları ‘’iyileşme süreleri, tedavi maliyetleri, tedavi başarı oranları ve iş gücü kayıpları” gibi birçok başlık altında karşilaştırıldı

Yaşları 14 ile 98 arasında değişen 804 hastanın değerlendirildiği çalismada, ikisi ortopedist, ikisi psikiatrist, biri plastik cerrah, biri çocuk psikiatristi, biri fizik tedavi uzmanı, biri de radyolog olmak üzere toplam 8 doktor görev aldı. Bu ekibe dört uzman fizyoterapist, iki klinik psikolog, bir pedagog, bir aile terapisti, bir masör, bir yönetici asistanı, bir halkla ilişkiler uzmanı yardım etti. Yani çalismada toplam 19 kişi görev aldı.

Koordinatörlüğünü Op. Dr. Adnan Bağrıaçık’ın yaptığı Ortopedi bölümündeki 402 hastanın 260'ı erkek, 142'si kadındı. 17 farklı kemik kırığı mevcut olup, bunun 205 tanesi omuz-kol-el bölgesi, 172 tanesi kalça-bacak-ayak bölgesi, 14'ü omurga kırığı ve de 11 tanesi de leğen kemiği kırığıydı. Kırıklarda etyolojik neden çogunlukla trafik kazası, düşme, ateşli silahla yaralanma ve darptı. Hastaların 108 tanesi ameliyat, 204 tanesi alçı, 90 tanesi de tesbit, bandaj veya istirahatla tedaviye alındılar.

Koordinatörlüğünü Uz. Dr.Hüsamettin Güldoğan'ın yaptığı Psikiatri grubundaki 402 hastanın 301 tanesi kadın, 101 tanesi erkekti. Hastalarda 13 farklı hastalık teşhis edildi. 280 hasta depresyon, 72 hasta genel anksiete bozukluğu, 19 hasta seperasyon -ayrılık- anksietesi, 69 hasta da fibromiyalgi (somatizasyon) teşhisi ile tedaviye alındılar. Tüm vakalar ”bir kırgınlığın ardından” gelişen bulgularla doktora başvuran hastalardan oluşmaktaydı. Hastaların tedavisinde çogunlukla ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemlerinden faydalanıldı.

Ortopedi grubundan bir hasta akciğer embolisi nedeniyle kaybedilirken, Psikiatri grubundan da bir hasta intihar sonucu öldü.
Ortopedi grubundaki hastaların tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi sonucu: 399 vaka iyileşirken, tedavi sonuçlarının 341 tanesi iyi, 58'i orta, üçü de kötü olarak değerlendirildi. Kötü sonuç olarak değerlendirilen 3 hastanın ikisinin tedavisi halen devam etmekte olup 2. kez opere edildiler. Bu 2 hastada kırık kaynamamış olup birinde enfeksiyon da tabloya eşlik etmektedir. Diğer tek hasta ise emboli nedeniyle vefat eden hastaydı.

Psikiatri grubundaki hastaların tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi sonucu: 278 vakada iyileşme tesbit edilirken, tedavi sonuçlarında 278 hasta iyi, 112 hasta orta, 91 hasta da kötü sonuç olarak değerlendirildi. Bu 91 vakanın 90 tanesinde halen tedavi sonlandırılamazken, bir vakada intihar sonucu vefat etti.

Ortopedi hastalarının 189'unda fizyoterapist, psikiatri hastalarının 218' inde psikolog yardımı alındı. Ortopedi hastalarının işyeri istirahat ortalama süresi 36, psikiatri hastalarında bu süre ortalaması 17 gündü. İyileşme süresi boyunca maliyet karşilaştırmasında, ortopedi hastalarında yaklaşik ortalama maliyet 1300 YTL, psikiatri hastalarında ise yaklaşik ortalama maliyet 1450 YTL olarak belirlendi. Ortopedi hastalarında ortalama iyileşme süresi 94 gün olarak tesbit edilirken, psikiatri hastalarında bu süre 120 gün olarak belirlendi. Ortopedi grubundaki 29 hasta için psikiatri konsultasyonu ihtiyaç nedeniyle yapılırken, psikiatri grubundan 2 hastayı ortopedi-psikiatri beraber takip etti. Bu 2 vakanın biri alkollü araç dışı trafik kazası, diğeri de dalgınlık sonucu düşme neticesinde gerçekleşen kol kırığıydı. Tedavi ve takipten çikista (psikiatri grubunun ağırlıklı kayıpları nedeniyle) 96 vaka genel toplamdan çikartildi. Psikiatri grubundan 9 vaka intihar sonucu tedaviyle hayata döndürülürken, ortopedi grubundan 2 hasta erken basma sonucu yeniden kırılma yaşadılar.

Hastalar arasında yapılan ankete verilen cevaplar değerlendirildiğinde ise: Tıbbi rahatsızlığınızda esas neden neydi sorusuna, ortopedi hastalarının % 86'sı dikkatsizlik, psikiatri grubunda ise % 48 hayal kırıklığı, kandırılma cevapları en sık alınan cevaplardı. Ortopedi grubundaki hastaların % 94'ü bu halde de mutlu olduklarını söylerken, psikiatri grubunda % 2 hasta mutlu olduğunu söyledi. Hangi tür kırığı tercih ederdiniz sorusuna: Ortopedi grubundan % 78 oranda hasta kalp kırığını, psikiatri grubundan ise % 64 oranda hasta kemik kırığını tercih edeceğini söyledi. Ortopedi grubundan 400 hasta yaşamak isterim, psikiatri grubundan ise 51 hasta ölmek isterim seçeneğini işaretlediler. Ortopedi grubundan % 85 oranda hasta, hastalığı sırasında etrafından daha çok ilgi gördüğünü söylerken, psikiatri grubundan % 74 oranında hasta hastalığı sırasında etrafından daha az ilgi gördüğünü söyledi.

Bu çalisma sonucunda; kalp kırıklarının kemik kırıklarına oranla daha geç sürede iyileştiği, tedavisinin daha zor ve masraflı olduğu ortaya çikmistir. İş gücü kaybında süre olarak ortopedi hastaları, performans kaybı olarak psikiatri hastaları öne çikmistir. Bu nedenle, araştırma sonucu hepimizin kalp kırmamaya özen göstermesi gerektiğini ortaya koymuştur.

ORTHOPAEDİA
DR.ADNAN BAĞRIACIK

Hiç yorum yok: