17 Aralık 2006

Yuri Denisyuk Kimdir Bilir misiniz?

Bugün size biraz ondan bahsedeceğim… Hologram tarihine 1962’de beyaz ışıkta da görünen ilk hologramı yaparak giren Denisyuk amca 1927’de Soçi’de gözlerini açmış ve bu yılın 14 Mayıs’ında aramızdan ayrılmış. Literatürde white light transmission holography olarak geçen, Türkçeye, günışığında görünen bildiğin hologram olarak aktarabileceğim buluşunu bir şema yardımıyla incelemeden önce Gabor’un şemasını hatırlayalım.



Daha önceki bir mesajda –lütfen beni aratmayın şimdi- bu tarz bir hologramın (laser transmission) holografik plakada, önünde duran objeye çarpıp ulaşan lazer ışınıyla (obje ışını), direkt giden lazer ışınının (referans ışın) oluşturduğu girişim deseninin, referans ışın ile aydınlatıldığında izlenebilen 3 boyutlu görüntü olduğunu anlatmıştık.

Denisyuk’un şemasında ışınların izlediği yol aynı olmakla birlikte düzeneğin 90 derece kayarak objenin plakanın altında (Gabor’un şemasına göre arkasında kalıyor) sabit bir düzlem üzerinde uzandığını görüyoruz. Hologramın da, iğne deliğinden geçirilip çoğaltılan ışın (referans ışın) ile aynı ışının objenin her noktasından yansıyıp (sinyal ışını) plakaya ulaşan ışın ile birlikte oluşturdukları girişim deseninden oluştuğunu görüyoruz. Bu sistemi uygulayabilmek için kullandığımız holografik plakanın önceki örneklerinden çok daha yüksek çözünürlüğe sahip ve şeffaf olması gerektiğini ekleyip gün ışığında istediğimiz açıdan bakarak göreceğimiz hologramların tadını çıkarabiliriz.



Buraya kadarki işin basit kısmıydı. Bir de hologram tarihinde geçen, ‘Denisyuk, Lippmann fotoğrafçılığını holograma uyarladı’ kısmı var ki sadece bu cümle bile sırada yenecek birkaç fırın daha ekmeğe karşılık geliyor. Gerçi fotoğrafla uğraştığım yıllardan hatırlamıyor değilim, Lippmann, fotoğraf henüz doğmakta ve ışığı tek bir noktada toplayacak mercekler kullanılmasına yıllar var iken ışığı iğne deliğinden geçirerek fotoğraf yapmasıyla 1908 yılının Nobel fizik ödülünü kaptı. Elimizde bunun hologramla ilgisini kuran güzel bir makale de var, başını sonunu güzel güzel holograma da bağlamış. Hadi bakalım, meraklısı varsa okusun, anlasın, bize de anlatsın. Bunun için beni bekliyorsanız, birazcık daha bekleyeceksiniz…



Son olarak burada yazılanların şu ve şu sayfalarda yer alan bilgilerin bir özet/ çeviri/ derlemesi olduğunu belirtmeyi ve Denisyuk amcanın elinde TEHLİKE tabelasıyla ‘sonunda kızlar beni fark edecek’ diyerek gülümsediği bir fotoğrafını forumdan araklayıp buraya koymayı bir borç bilirim. Gülüşüne bakılırsa ardından yazıldığı gibi matrak bir kişiliğe sahipmiş, toprağı bol olsun diyorum.

Hiç yorum yok: