01 Şubat 2009

Yes Man- Bay Evet

Dün bu filmi izledik ve aklıma geldikçe hala gülüyorum. Az önce aklımda bir çorba yapmak varken fakat nasıl başlayacağımı düşünürken aklıma yine filmden bir sahne geldi ve çorbayı boşverip -şimdilik- bunu yazmak üzere oturdum. Eskiden olsa sanki filmi imdb'de bulmak isteyen ben bağlantı vermesem bulamayacakmış gibi önce başlığa filmin imdb adresini bağlardım, ki aldığı not 7.3dü galiba, dün bakmıştım, daha sonra da kendimi bir film eleştirmeni sanırcasına film hakkında atıp tuttuğum, muhtemelen aynı zevki paylaşan insanlarda izleme isteği uyandıracak birkaç paragraf karalardım. Şimdi ise içimden filmde güldüğüm bütün sahneleri anlatmak geliyor ve sanırım bunu yapacağım. hahaha!

Ey okur, bundan sonrası spoilera giriyor, benden söylemesi! (Spoilerin türkçesini bilmediğimi farkettim, özetle filmin sonunu söyleyeceğim, ortasını ve başını da söyleyebilirim, aaa, biz de izleyecektik filmi, çotang diye sonu söylenir mi birden demek yok) Yine de nezaketi elden bırakmıyorum, koyacak bir yer bulamadığımdan olabilir mi? haha, neyse... Filmi izlemeye karar verdik, baktık palladium'da da gösteriliyormuş, orayı da görmüş oluruz diyerek -keşif ruhu iş başında- yola çıktık. Temelde dört yolla ayrılmış bölgede, bulunduğumuzun çaprazındaki adaya ulaşma çabamız yaklaşık 45 dakikamızı aldı ve palladiumun otopark girişini resmen sezgilerimize güvenerek artı koklayarak bulduk! İnsan İstanbul trafiğinde çok rahat yolun karşısında kalma fobisi geliştirebilir, o yolculukta ben bunu anladım. Gideceğin binayı görüyorsun, oraya doğru gitmeye gayret ediyorsun fakat sadece karşı şeritte kaldığın için yanından geçmek zorunda kalıyorsun. Hoş otoparkı bulmakla da işin bitmiyor, bir de o otoparktan çıkışın, çıktıktan sonra yolunu yönünü buluşun var. Lafı eğlenceli kısımlara getirmek için o kısımları anlatmıyorum.

Otoparktan çıktık, çık babam çık, sırayla yürüyen merdivenlerden en alttan en üste doğru gidiyoruz, palladiumun otopark katlarını, sonra da mağaza katlarını görmüş oluyoruz, en üstte yemek katını görmüş oluyoruz, sinemasını görmüş oluyoruz, turnikeden geçip salona giriyoruz, reklamları izliyoruz, reklamları izliyoruz, reklamları izlemeye devam ediyoruz, tv izlemeyince insanın kırk yılda bir gittiği sinemada reklam izlemeye katlanabildiğini hatta bazılarını ilginç bile bulabildiğini farkediyoruz ve film başlıyor.

Filmin sonunda adam kızı tekrar birleşmeye ikna ediyor, mutlu son yani. Ohhh, sonunu söyleyeceğim deyince bir ağırlık olmuştu, yazdım, kurtuldum. Ama adam kim, kız kim, niye ayrıldılar, dahası niye birlikteydiler, sanırım onları öğrenmek için filmi izlemeniz gerekecek. Çünkü güldüğüm sahneleri düşünüyorum ve onları yazmak istediğimde o kadar komik gelmiyor, oysa filmde gözlerimden yaş gelene kadar gülmüştüm. Oyuncular iyiydi, senaryo iyiydi, zar adamla benzer yönleri olan bir felsefesi bile vardı ancak yüzeysel bir yazı yazmak istediğim için sadece bahsediyorum. Film Los Angeles'da çekilmiş, tanıdık bir yere rastlamadım ama mekan iyiydi diyebilirim, bunu da Los Angeles'i görmüş olduğumu belirtmek için yazdım, umarım herkes anlamıştır, arkamda hollywood yazan yamacın göründüğü fotoğrafım bile var. Özetle notumu veriyorum: iyi.

Hadi filmden bir replik de hediyem olsun. Filmin bir yerinde hatun, kendi hayat tarzını açıklamak için 'çocukken herşey bir oyundu, dünya da oyun alanıydı, büyürken bir yerlerde, bir zaman bunu unutuyoruz, halbuki dünya hala oyun bahçesi. koşarken çekilmiş blurlu fotoğrafların pek beğenilmediğini biliyorum ama kimin umrunda?!' diyor. Ben de bu felsefeyi kaptım ve konuya odaklanamamış, yüzeysel, herhangi bir bilgi veya yorum içermeyen ve hatta bir konusu olduğu bile şüpheli bu yazıyı yazdım ve bunu yapmak hoşuma gitti, kimse okumasa ve okuyanlar da beğenmese bile huu keerz demek istiyorum. Dedim gitti hatta...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Süleyman Demirel gibisin. Konuyu bir yerden aldın, trafikten bilmem nerden bahsedip alakasız yere kondurdun bunuda kendi parmaklarınla itiraf ettin helal olsun :)) Sana zahmet Kirpi filminide yorumlarmısın ? Senin yorumuna göre filime gideceğim.

Pınar Y. dedi ki...

Merhaba,
yorumunuz için teşekkür ederim. iltifat olarak aldım:)

Kirpi filminin yorumunu -mümkünse daha yüzeysel olsun- sizden bekliyorum, ona göre filme gitmemeye karar vereceğim.

iyi geceler

Adsız dedi ki...

Yani anlatmazsam gitmemeniz için bahaneniz olmayacak. Hımm....

Zaten Bay evet için çektiğin zahmeti göz önüne alırsak gitmemen mantıklı.

O zaman ben izlediğim filimleri arada sırada buraya yazarım :))

Spoiler mpoiler karışmam artık :))

Pınar Y. dedi ki...

Selamlar,

katkılarınızı her zaman beklerim...