03 Ekim 2007

Dans İstatistiklerim

4. Salsa Cumhuriyet Kupası yaklaşıyor. Katılabilecek durumdaki arkadaşlara haber veren öğretmenimiz şimdiye kadar düşünmediğim bir konuyu didikleme arzusu yarattı: dans istatistiklerim!

Geçtiğimiz sene 9 aralıkta kupayı izlemeye gittiğimde henüz 3 aydır aktif dans ediyordum. Onun öncesinde blogda yazmadığım bir de cumhuriyet balosu vardı ki, en çaylak zamanıma denk gelmişti. Hazırlanırken ‘hiç kimseyi tanımıyorum ama’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ve anında, ‘e daha iyi ya, tanışırım işte!’ deyip en cici halimle Murphys’e atmıştım kendimi. Hey gidi hey… eğer o zaman birisi bunu bir yıl boyunca İstanbul’da geçirdiğin her Pazar akşamı yapmaya devam edeceksin deseydi, muhtemelen ona inanmazdım. Ancak geçmişe bakınca tam da öyle olduğunu görüyorum…

Gelelim istatistiklere…
Dans derslerine eylül ayında başladım ve haziran ayına kadar sürdürdüm. Yani 9 ay eşittir 36 hafta eşittir 54 ders saati. Bir de temmuz ayı boyunca haftada üç gün, birbuçukar saatlik derslere katıldım. Eder 18 saat daha. Yani toplamda 72 saat derse girmişim.

Dans gecelerine ise yine buralarda olduğum her Pazar’ı, gittiğim tatillerden birinde bir geceyi ve 2006 eylül 2007 şubat döneminde katılabildiğim üç Cuma’yı eklersem sanırım ortalama olarak yılın her haftasında dans gecesine gitmiş olduğum ortaya çıkar. O da ortalama bir gecede 3 saatten 156 saat dans pratiği eder! Toplamda 228 saat. Bir yıldaki toplam saat sayısından uyuduğum ve çalıştığım saatleri düştüğümde hayatımın yüzde 6’sını oluşturuyor. Yemek yediğim, yolda geçirdiğim, banyo yaptığım, saç taradığım, diş fırçaladığım, giyindiğim, soyunduğum zamanları da düşersek bu oranın epey yükseleceği aşikar. Hele bir de yüzdeyi sadece sosyalleşmek ve hobilerle uğraşmak için ayırdığım günlük 1-2, haftalık –diyelim- 20 saate oranlarsak yüzde 15’e ulaşırız.

Yani tutup dans yerine başka bir şeyle uğraşsaydım. Diyelim ki kaptan olucam deseydim? Çoktan amatör denizci belgemi almış, gemi adamlığı ya da kılavuz kaptanlık veya herneise onun için gerekli deneyimi kazanmış olurdum. Ya da tutmayın beni uçucam deseydim, amatör bir pilot olarak göklerde süzülmekte, uçuş saatlerime yenilerini eklemekteydim. Böyle düşününce vay be diyorum. Kendime hediye ettiğim her saniyesi zevkle geçen 228 saatten ve devamını sağlayacak gibi görünen uzun soluğumdan ötürü… Klasman belirleme yarışmasına girmedim ancak, girseydim B klas bir dansçı olarak tescillenmiş olacaktım muhtemelen. Sahi ya, niye girmedim ki?!!!

Hiç yorum yok: